Mehmet Naci Aköz Dünyayı Geziyor

Mehmet Naci Aköz ile Dünyayı Geziyoruz

MEHMET NACİ AKÖZ

UÇURTMANIN PEŞİNDE DÜNYAYI GEZİYOR

 

 

1980 Yılı itibariyle profesyonel olarak uçurtma ve uçurtma kültürü ile ilgilenmeye başlayan İstanbul Uçurtmacılar Derneği başkanı, uçurtma koleksiyoneri ve Türk Uçurtma Takımı kaptanı Mehmet Naci Aköz, dünyayı karış karış gezerek uçurtmalar ve uçurtma ile ilgili ürünleri toplamaya, araştırmalar yapmaya ve kendi kültürümüzdeki uçurtmalar hakkında hem ülkemiz insanını, hem de dünyayı bilgilendirmeye devam ediyor.

 

Amerika’dan Afrika’ya, Uzakdoğu’dan Ortadoğu’ya, Avrupa’dan Asya’ya kadar onlarca ülkeyi gezen, pek çoğunda uçurtma festivallerine katılarak ülkemizi temsil eden, yüzlerce uçurtma kurumu ve profesyonel uçurtmacı ile tanışan.

Bugüne kadar ülkemizde gerçekleştirilen altı tane uluslararası uçurtma festivali için otuzdan fazla ülkenin, 150’ye yakın profesyonel uçurtmacısını ülkemize getiren Aköz’ün gezilerinden kısa derlemeler hazırladık.

Ülkemizdeki uçurtma kültürüne yapılan katkıları, uçurtma müzesi koleksiyonunun nasıl toplandığını Aköz’ün renkli, heyecanlı gezileriyle izleyelim.

 

7Nis2025

MEHMET NACİ AKÖZ UÇURTMANIN PEŞİNDE DÜNYAYI GEZİYOR

MEHMET NACİ AKÖZ, TÜRK UÇURTMA TAKIMI İLE

ULUSLARARASI HİNDİSTAN/AHMEDABAD UÇURTMA FESTİVALİNDE

Dünyanın en büyük uluslararası uçurtma festivallerinden birisi olan ve Hindistan’da düzenlenen Uluslararası Ahmedabad Uçurtma Festivali için Türk Uçurtma Takımı Hindistan’daydı. İstanbul Uçurtmacılar Derneği başkanı ve Türk Uçurtma Takımı kaptanı Mehmet Naci Aköz ve ekibi dünyaca ünlü uçurtmacılar ile birlikte Hindistan’da gökyüzünü renklendirdi.

Her yıl 04-14 Ocak tarihleri arasında gerçekleştirilen uçurtma festivaline dünyanın farklı kıtalarından katılan onlarca ülkeden birisi de Türkiye’ydi. Dünyanın pek çok ülkesindeki uluslararası uçurtma festivallerinde ülkemizi başarıyla temsil eden Türk Uçurtma Takımı birbirinden farklı gösteri uçurtması ile nefis görüntüler oluşturdu. Ekibimizin koleksiyonu içinde yer alan ve dünyanın en büyük 5. Bayrak uçurtması olan 60 m2 büyüklüğündeki dev Türk Bayrağı uçurtma ve ülkemizdeki en büyük uçurtma olan 100 m2 büyüklüğündeki Vatoz balığı uçurtma da yer aldı. Festival süresince Türk modeli ve Türk Bayrağı tasarımlı uçurtmalarla yapılan uçurtma atölyelerimizde ise Hindistanlı çocuklara Türk Bayraklı uçurtmalar hediye ettik.

Konuyla ilgili basına açıklama yapan Türk Uçurtma Takımı kaptanı Aköz; Sokak oyunları kültürümüzün tek canlı oyuncağı olarak bildiğimiz uçurtma, dünyadaki pek çok ülkede farklı tarihlerde dev uluslararası uçurtma festivalleriyle kutlanıyor. Türkiye’nin tek resmi uçurtma kurumu olarak bizde bu festivallere katılarak ülkemizi uluslararası alanlarda temsil etmeye çalışıyoruz. Gittiğimiz her ülkede uçurduğumuz, dev boyutu ile havalarda süzülen Türk Bayrağı uçurtma herkesin ilgisini çekiyor ve uluslararası TV kanallarında haberlerimiz yapılıyor. Ayrıca, bu festivalde yaptığımız uçurtma atölyelerinde onlarca Hindistan’lı çocuğa Türk Bayraklı uçurtmalar yaptırarak ülkemizin tanıtımını en üst düzeyde gerçekleştirdiğimizi düşünüyoruz.

Festivallerdeki performanslarımızın dışında, festivale katılan diğer ülkelerin uçurtma takımları ile ikili görüşmeler yaparak farklı ülkelerdeki uçurtma kurumları arasındaki ilişkilerimizi kuvvetlendirmeye ve uçurtma müzemizin koleksiyonuna ekleyeceğimiz uçurtma ve uçurtma ile ilgili eserleri toplamaya çalışıyoruz. Ayrıca gittiğimiz ülkelerdeki uçurtma imalat ve satıcılarını gezerek buralardan da koleksiyonumuza çok sayıda yeni eserler topluyoruz.

Son olarak şunu da eklemek isterim, her ne kadar uçurtma etkinliklerinde performans sergilemek için katılıyor olsak da aynı zamanda ülkemizin kültür elçiliğini yaptığımızı aklımızdan çıkarmayarak ülkemizi tanıtan broşür, bayrak ve muhataplarımıza vermek üzere çam sakızı çoban armağanı diyebileceğimiz (Kahve, lokum, kolonya gibi) minik hediyeler de götürüyoruz.

Gittiğimiz ülkelerde imkân buldukça da şehri, ülkeyi gezmeye ve turistik gezi yaparak farklı coğrafyaların, farklı kültürlerini tanımaya çalışıyoruz. Bu açıdan baktığımızda Hindistan bizim kültürümüzden çok farklı yapısı ile mutlaka görülmesi gereken bir ülke olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim.

Ahmedabad uçurtma festivalinin bir başka kazanımı ise dünyadaki önemli uçurtma müzelerinden birisi olan Ahmedabad Uçurtma Müzesi ziyaretimizdi. Oldukça eski bir binada hizmet veren müzenin bakımsız ve içler acısı halini gördüğümde gerçekten üzüldüm, oldukça geniş ve müstakil bir binanın sadece giriş katında sergilenen geleneksel Hindistan uçurtmalarının bakımsız, loş bir salonda ve ilgisiz bir ilgilinin denetiminde olması gerçekten büyük bir kayıptı. Israrlı sorularımızın neredeyse hiçbirine cevap alamadık. İstanbul uçurtma müzesinden ziyarete geldiğimizi ve yetkili birisi ile görüşmek istediğimizi söylememize rağmen “bilmiyorum, yetkili yok, fotoğraf çekemezsiniz, çok kalmayın, kısa gezin” türündeki yaklaşımı işin keyifsiz kısmıydı, ancak 100 yıllık, 200 yıllık geleneksel Hindistan uçurtmaların koleksiyonunu görmemiz önemliydi. Oysa biraz daha ilgili bir yönetimle hem müze salonlarını çok daha işlevsel hale getirmek, hem de katlardan birini uçurtma okuluna dönüştürerek müzenin okullarla bağlantısının kurulması pek mümkündü. Tüm bunlara rağmen biraz fotoğraf, biraz da video çekerek müzeden “İyi ki gelmişiz” diyerek ayrıldık.

4Nis2025

MEHMET NACİ AKÖZ UÇURTMANIN PEŞİNDE DÜNYAYI GEZİYOR

MEHMET NACİ AKÖZ UZAKDOĞU’NUN İLGİNÇ ÜLKESİ TAYLAND’DA

Mehmet Naci Aköz dünyaca ünlü uçurtmacılar ile birlikte Tayland’daki Uluslararası Satun Uçurtma Festivaline katılmak üzere uzakdoğu’nun muhteşem doğası, farklı yemek kültürü ve tarihi tapınaklarıyla dolu olan ilginç ülkesi Taylan’daydı.

Bugüne kadar dünyanın onlarca ülkesine giderek uçurtma festivallerine katılan, bu konuda çok sayıda araştırma yapan İstanbul Uçurtmacılar Derneği Başkanı ve Türk Uçurtma Takımı kaptanı Mehmet Naci Aköz, Uluslararası Satun Uçurtma Festivali için Tayland’ın Satun şehrindeydi.

Aköz’ün Tayland hikayesini kendisinden dinleyelim;

2011 Yılında Hindistan’ın Jaipur eyaletindeki uluslararası festivalinde tanıştığım, daha sonra Uluslararası İstanbul Uçurtma Festivaline davetli olarak konuk ettiğim Tayland’lı tanınmış uçurtmacılar Ron ve Baew Spaulding ailesi bu kez beni Tayland’a davet ettiler. Oldukça renkli ve ilginç bir ülke olan Tayland’a uçurtma vesilesi ile gelmiş olmak beni ayrıca mutlu etti.

Spaulding’lerin projelendirip organize ettiği, Satun Belediyesi tarafından düzenlenen 40 ülkeden, 200’e yakın profesyonel uçurtmacı ve onlarca uçurtma kurumunun katıldığı festivalde, devasa Türk Bayrağı uçurtmam başta olmak üzere 10 ayrı modelde uçurtmayı gökyüzüne havalandırmak benim için büyük keyif aldığım bir performans oldu.

Uçurtma gösterilerimin haricinde her festivalde yaptığım gibi Satun’da da uçurtma atölyesi kurarak Türk modeli uçurtmaları Tayland’lı çocuklarla birlikte yaptık ve atölye çalışmasını bitiren tüm katılımcılara başarı belgeleri ve Türk Bayrağı ile ödüllendirdim. 50 Tane Türk Bayrağı tasarımlı altıgen ile 100 tane de A4 kâğıdından yapılan ve bizim uçurtma kültürümüzün en güzel modellerinden olan sivriburun uçurtmaları elde eden çocuklar çok mutlu oldular.

Sokak oyunları kültürümüzün tek canlı oyuncağı olarak bildiğimiz uçurtma, dünyadaki pek çok ülkede farklı tarihlerde dev uluslararası uçurtma festivalleriyle kutlanıyor.

Türkiye’nin tek resmi uçurtma kurumu olarak bizde bu festivallere katılarak ülkemizi uluslararası alanlarda temsil etmeye çalışıyoruz.

Festivalin ödül gecesinde tüm katılımcılara Satun Belediye Başkanı tarafından katılım plaketleri olan ödüller verildi. Ödül töreninde yine her etkinlikte yaptığım gibi Satun Belediye Başkanına bir tane Türk Bayrağı tasarımlı, bir tane de hat yazılı tasarımlı olmak üzere iki adet uçurtma ile bir tane de Türk Bayrağı hediye ettim. Belediye Başkanı bu hediyelerden çok memnun olduğunu ifade edip yarı beline kadar eğilerek (Tayland’ın geleneksel teşekkür saygısı) bana teşekkürlerini ifade etti, birlikte sahnede fotoğraf çektirdik. Bu seremoni benim için güzel bir anı oldu.

Uçurtma festivallerine gittiğim ülke ve şehirlerdeki uçurtma imalat ve satıcılarını dolaşarak uçurtma müzesi koleksiyonu için çeşitli ürünler topluyorum, Tayland’da da bunun için oldukça fazla vakit ayırarak çok sayıda geleneksel uçurtma satın aldım, incelemeler yaptım, iki ayrı imalatçıdaki atölyelerde uygulamalı Tayland uçurtmalarının yapıma katıldım.

Ayrıca festivale katılan diğer ülkelerden de çok sayıda uçurtma ve uçurtma ile ilgili ürünler topladım, Tayland dönüşümde ülkemizin tek, dünyanın ise 18 uçurtma müzesinden birisi olan İstanbul Uçurtma Müzesi koleksiyonuna ciddi katkıda bulundum.

4Nis2025

MEHMET NACİ AKÖZ UÇURTMANIN PEŞİNDE DÜNYAYI GEZİYOR 

UÇURTMANIN PEŞİNDE DÜNYAYI GEZERKEN BU SEFER TUNUS’TAYIZ

Türk Uçurtma takımı kaptanı ve İstanbul Uçurtmacılar Derneği Başkanı Mehmet Naci Aköz katıldığı çok sayıdaki uluslararası uçurtma festivallerinde Türkiye’yi temsil ediyor.

Türk Uçurtma Takımı, Tunus Gençlik İşleri ve Spor Bakanlığı ile One Tunisia Kite Team tarafından organize edilen festivalde uçurtma atölyeleri ve uçurtma gösterileri gerçekleştirildi.

TUNUS UÇURTMA TAKIMININ, AKÖZ İLE İLGİLİ PAYLAŞIMI

Tunus Uçurtma Takımı kaptanı Amel Amira’nın facebook’taki paylaşımını buradan aktarmak istiyoruz;

Mehmet Naci Aköz…

İstanbul’daki Uçurtma Müzesinin kurucusu, 30 Ekim – 4 Kasım 2019 tarihleri arasında, Gençlik ve Spor Delegesi tarafından düzenlenen uçurtma festivalinin bir numaralı katılımcısı olacak.

Mehmet bey’in uzun yıllara dayanan bir tecrübeye sahip olduğunu ve Hindistan’daki uçurtma festivallerine katıldığını bilmek, Çin, Ukrayna, Almanya, Hollanda, İtalya..

Üst üste altı kez Uluslararası İstanbul Uçurtma Festivalinin koordinatörü. Bu yüzden onun tecrübesi gençliğimize fayda sağlayacaktır. Böylece Tunus’ta bir kardeşlik ve dostluk karavanında tanıştık.

İstanbul Uçurtma Müzesi koleksiyonunda bulunan 15 uçurtma ile Türk Uçurtma Takımını olarak katıldığımız festivalde havalandırdığımız uçurtmalardan biri ise 10×6 metreden oluşan dünyanın en büyük 5. Bayrak uçurtması olarak bilinen Türk Bayrağı uçurtmaydı.

Tunus Uçurtma Kulübü üyeleri ve farklı ülkelerin öğrenci gruplarından uçurtma atölyesine katılmak isteyen gönüllü katılımcılardan oluşan (Suriye, Ürdün, Yemen, Moritanya, Cezayir, Filistin, Amman, Tunus) oldukça geniş katılımlı ve tam bir gün süren uçurtma atölyeleri yapıldı. Türk uçurtma kültürünün uçurtma modellerinin uygulamalı eğitimleri ise İstanbul Uçurtmacılar Derneği Başkanı ve uçurtma eğitimcisi Mehmet Naci Aköz tarafından verildi.

Ayrıca Aköz, festival çerçevesinde gerçekleştirilen panelde de konuşma yaparak Türk ve dünya uçurtma kültürü ile ilgili bilgiler verdi.

T.C. TUNUS BÜYÜKELÇİLİĞİ BİZİ YALNIZ BIRAKMADI

Tunus’ta katıldığımız uçurtma festivalimize daha önce farklı ülkelerdeki festivallerde olduğu gibi, bu kez Tunus Büyükelçiliğimizin de bizleri desteklemek için festivalimize katılmış olması bizi ayrıca heyecanlandırdı. T.C. Tunus Büyükelçiliğimiz müsteşarları Gülfe Orhun Gobart hanım ve Ferhat Utku bey’in de dahil olduğu Türk heyeti de festivalimizde bizlerle birlikte uçurtma uçurdular.

Gülfe hanım festivalde basına yaptığı açıklamada;

Türk Uçurtma Takımının ülkemizi Tunus’ta temsil ettiği için çok mutlu olduklarını ve etkinliğe katılmalarının kendilerini heyecanlandırdığını ifade ederek başarılar dilediklerini söyledi.

T.C. Tunus Büyükelçiliği resmi internet sayfasından;

Hafta sonu gerçekleştirilen Tunus Uçurtma Festivali’nde ülkemizi temsil eden İstanbul Uçurtmacılar Derneği, 60 m2 büyüklüğündeki Türk Bayrağımızı gökyüzünde dalgalandırarak tüm izleyicilerin hayranlığını kazanmıştır. (Bu paylaşım hem Türkçe, hem de Arapça yapılmıştır)

 

TÜRKİYE MAARİF VAKFI DA FESTİVALDE BİZİ YALNIZ BIRAKMADI

Türkiye Maarif Vakfı Tunus ülke koordinatörü Mehmet Targal hocamızda hem panelimize hem de festivalimize katılarak bizi onore ettiler. Ayrıca, güzel bir sahilde sabah kahvaltısında da bizi ağırlayan Mehmet hocamıza teşekkür ediyoruz,

TUNUS BASININDAYDIK

Özellikle 60 m2’lik dev Türk Bayrağı uçurtmamız burada da herkesin ilgisini çekti ve Tunus’lular tarafından alkışlandı. Çok sayıda TV kanalları bizimle röportajlar yaptı.

Ayrıca, bu festival kapsamında sadece Tunus Uçurtma Takımının üyelerine değil, festival alanında çocuklara yönelikte uçurtma atölyeleri gerçekleştirerek Türk Bayraklı tasarımlı uçurtmalar yaptık ve ülkemizin tanıtımını en üst düzeyde gerçekleştirdik.

TUNUS UÇURTMA TAKIMI ÜYELERİNDEN İSTANBUL UÇURTMA MÜZESİNE UÇURTMA ARMAĞANI

Tunus One Tunisia Kite Team üyeleri etkinlik öncesi özel bir atölye çalışması gerçekleştirerek Tunus kültürünü temsil eden tasarımlardan oluşan birbirinden özel geleneksel model ve tasarımlarla hazırlanmış uçurtmaları İstanbul uçurtma müzesi koleksiyonu için hediye ettiler.

Tunus gezimiz de üç ayrı şehri de detaylı olarak gezerek Tunus coğrafyasını, kültürünü yakinen gözleme imkânına kavuştuk.

AKÖZ’E FESTİVALDE HİNDİSTAN UÇURTMA TAKIMINDAN “ÖZEL” ÖDÜL

Tunus festivalimizin sürprizi ise One India Kite Team üyelerinden geldi

Hindistan Uçurtma Takımı kaptanı Abdulla Maliyekkal ve takım üyesi Mohammed Shahir, Türk Uçurtma Takımı kaptanı Mehmet Naci Aköz’e dev bir paraşüt uçurtma hediye etti.

Uluslararası Tunus Uçurtma Festivalinin yapıldığı Ez-Zehra plajında festival bitiminde yapılan mini eğlence sonrasında Hindistan Uçurtma Takım üyesi Mohammed Shahir Aköz’e dönerek; “40 Yıllık uçurtmacı, uçurtmanın babası Mehmet Naci Aköz’e özel bir hediye vermek istiyoruz” diyerek, yarıçapı 15 metre olan (Toplamda 30 m2’lik) dev bir ufo uçurtmayı hediye ettiler. Hindistan’ın “One India Kite Team” takımına teşekkür ediyoruz.

Türkiye’ye dönüşümüzde çok sayıdaki uçurtmayı koleksiyonumuza eklemek üzere müzemize getirdik. Belki de bugüne kadar ülkeler arası ilişkileri en iyi seviyeye çıkardığımız ülkelerden birisi Tunus oldu.

4Nis2025

MEHMET NACİ AKÖZ UÇURTMANIN PEŞİNDE DÜNYAYI GEZİYOR

UÇURTMANIN PEŞİNDE BU SEFERKİ DURAK UKRAYNA – KHERSON / TRYHUTTY KÖYÜ

Türk Uçurtma Takımı kaptanı ülkemizi uluslararası uçurtma festivallerinde temsil etmek için köşe bucak dünyayı dolaşıyor. 3. Uluslararası Tryhutty Uçurtma Festivali için Türkiye adına Ukrayna’daki festivale katılarak uçurtma gösterileri ve uçurtma atölyeleri gerçekleştirdi. İstanbul Uçurtma Müzesi koleksiyonunda bulunan 12 uçurtma ile festivale katılan ekibimizin uçurduğu birbirinden ilginç uçurtmalarla ülkemizi en iyi şekilde temsil ettik.

Türk Uçurtma Takımı kaptanı Mehmet Naci Aköz katıldığı festivalde gerçekleştirilen uçurtma atölyelerinde ise Ukraynalı çocuklara Türk uçurtma kültürünün uçurtma modellerinden birisi olan armut model uçurtma ile sivri burun uçurtmalardan bolca yaptırıldı.

Takım kaptanı Aköz, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada özetle;

Ülkemizde oldukça sevilen ve sokak oyunları kültürümüzün tek canlı oyuncağı olarak bildiğimiz uçurtma, dünyadaki pek çok ülkede farklı tarihlerde uluslararası uçurtma festivalleriyle kutlanıyor. Biz de Türkiye’nin tek resmi uçurtma kurumu olarak bu festivallere katılarak ülkemizi temsil etmeye çalışıyoruz. Dünyanın farklı ülkelerinde bugüne kadar çok sayıdaki uçurtma festivaline katıldık, ilk kez ülkemize bu kadar yakın mesafedeki ülke olan Ukrayna’da bir festivale katılıyoruz.

Uluslararası Tryhutty Uçurtma Festivaline katılarak ülkemizi gururla temsil ettik. Kherson şehir merkezinden oldukça uzakta olan Tryhutty köyünde gerçekleştirilen festivalde uçurtmalarımızı Ukrayna semalarına yükseltmek oldukça zevkliydi. Türk Uçurtma Takımı olarak Ukrayna’ya güzel bir koleksiyonla geldik ve nefis gösteriler gerçekleştirdik.

Diğer ülkelerden farklı olarak, festivalin şehirden kilometrelerce uzaktaki bir köyde yapılıyor olması ve Tryhutty köyünün göl kenarında, şehirlerarası tren hattının hemen yanında olması da ayrı bir güzellikti. Şehirden yaklaşık iki saatlik mesafede olmasına rağmen insanlar festivali izlemek için yüzlerce sayıdaki özel araçlarıyla etkinlik alanına gelmişlerdi.

Köyün hemen yanına kurulmuş, satış stantlarında ise ağırlıklı olarak el işi pek çok hediyelik eşya olması ve geleneksel kıyafetli insanların ev yiyecekleri satmaları görülmeye değerdi.

Ukrayna’daki misafirperverlikten oldukça memnun kaldık, Ukrayna seyahatimizin üçüncü gününü gezilere ayırmışlar, epey yer gezdirdiler, Ancak Odesa şehri gerçekten gezilmeye görülmeye değer tarihi bir şehirdi. Odesa’da pek çok tarihi binayı, turistik çarşılarını gördük, ayrıca Odesa limanına bakan çok güzel düzenlenmiş yemyeşil bir parka gittiğimizde, parktaki dev tabelada ODESA – İSTANBUL yazısını gördük, hikayesini dinlediğimizde ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Odesa Belediyesinin “Kardeş şehir” olduğunu öğrendik, parkın düzenlemesini de İstanbul Büyükşehir Belediyesi yapmış, bu da bizi ayrıca mutlu etti.

Ülkemize döndüğümüzde uçurtma müzemize yine yeni uçurtmalar getirmeyi ihmal etmedik.

 

4Nis2025

MEHMET NACİ AKÖZ UÇURTMANIN PEŞİNDE DÜNYAYI GEZİYOR

İRAN’IN KISH ADASINDAKİ FESTİVALDEKİ AKSAMALAR ETKİNLİĞİ BURNUMDAN GETİRDİ

Sokak oyunları kültürümüzün, unutulmayan en eski ve en güzel oyuncaklarından birisi olan uçurtma, dünyanın pek çok ülkesinde hala yapılmaya ve uçurulmaya devam ediyor olsa da bazı coğrafyalarda neredeyse hiç yok. Uçurtma kültürünün nerdeyse yok diyebileceğimiz coğrafyalardan birisi de Ortadoğu. Uçurtmanın peşinde koşarken bu sefer hiç beklemediğim yerden, İran’dan festival teklifi aldım.

İran’ın Kish adasında ilk kez yapılacak uluslararası uçurtma festivali için İran’a gittim, coğrafya / insanların yaşam kültürü hiç de beklediğim gibi değildi. Bizlerden çok da farklı olmayan bir ortamda, güzel bir plajda festival gerçekleştirildi.

Hindistan’lı Rajesh Nair’in projelendirdiği festivale Türkiye’den başka Hindistan, Çin ve Güney Kore katılmıştı. İran’da ilk kez uçurtma festivali yapıldığı için bu sayıyı ve organizasyon eksiklerini pek önemsemedim. Festivalin, daha doğrusu Kish adasının tadını çıkarmayı düşünüyordum. Kaldığım otel sahile oldukça yakın olduğu için etkinlik alanını rahatlıkla görebiliyordum, çok da büyük olmayan bir plaj ve oldukça sessiz bir bölgedeydik.

Festival başladığında, beklediğim gibi etkinlik alanında ne bir profesyonel ne de amatör bir İran’lı uçurtmacı vardı. Üç gün süren festivalin birinci gününde ideal rüzgârı yakalayıp uçurtmalarımızı uçurduk, fazla katılımcı olmadığından uçurtmalarımızı rahatlıkla birbirimize karıştırmadan uçuruyorduk, hatta ipleri sahile bağlayıp kenarda keyif bile yaptık.

İkinci gün uçurtmalarımızı sabah havalandırdıktan yaklaşık bir saat sonra aniden çıkan sert bir fırtına festival alanını darmadağın etti ve havadaki pek çok uçurtma ya yere düştü ya da ipleri koptu, bunlardan bir tanesi de bizim 100 m2 büyüklüğündeki dev vatoz balığı uçurtmamızdı.

Aniden çıkan fırtınayı görünce hepimiz uçurtmaları hızlıca indirmeye çalıştık, ancak benim vatoz çok büyük olduğundan oldukça iyi rüzgârı içine aldı, dört beş kişi asılmamıza rağmen aşağıya çekmekte müthiş zorlanıyorduk. Tam o arada uçurtmayı indiremeden ipi koptu ve en az 300 metre ötedeki bir otelin bahçesindeki oldukça yüksek bir ağacın üzerine düştü.

Ağacın yanına geldiğimde uçurtmanın tüm kafa iplerinin (16 ayrı ipten oluşan üst denge ipi) ağacın dalları arasına girdiğini ve uçurtmanın fırtınada bir sağa bir sola savrulduğunu gördüm. Öyle çekerek indirilecek gibi değildi, önce uzun uzun ağacın etrafında dolaşıp ne yapabileceğimi düşündüm sonra dört beş saat sürecek bir kurtarma süreci başladı.

Tabi ki benim peşimden organizasyonda görevli olanlarda gelmiş herkes uçurtmanın indirilmesi konusunda fikir yürütüyordu. Önce merdivenli bir çekici araç getirildi, uçurtmayı indirmeyi başaramadık, bu arada otelin müdürü de yanımızda çözüm üretmeye çalışanlarla yoğun bir görüşme içindeydi ve hiç beklemediğim bir karar aldılar, otelin yanında yol tamiratında çalışan oldukça zayıf Afganlı bir işçinin eline testere vererek onu ağacın tepesine çıkardılar. Tıpkı bir kedi gibi tırmanarak ağacın tepesine çıkan çocuk ağacın 3 ayrı dalını diplerinden keserek uçurtmanın dallarla birlikte aşağıya düşmesini sağladı ve uçurtmayı bu şekilde ağaçtan kurtarmış olduk. Ben de ödül olarak Afganlı çocuğa 50 dolar bahşiş verdim.

Tabii ki, aşağı inen uçurtmanın pek çok yerinde derin yırtıklar oluşmuş ve yeniden uçurulma imkânı yoktu, festivalin sonraki bölümleri zaten iptal edilmişti, çünkü fırtına sahilde ne var ne yok darmadağın etmişti. Üçüncü günümüzde adayı bol bol gezdik ve İstanbul’un yolunu tuttuk.

İstanbul’a geldikten sonra soluğu terzide aldık, uzun emekler sonrasında terzide tüm yırtıklar yeniden dikildi (Ben de terzi olduğum için işi çözebildik), daha sonra Maltepe parkına giderek yaptığımız deneme uçurmalarından sonra bir iki müdahale daha yaptık ve vatoz balığı uçurtmayı kurtarabildik.

Biraz maceralı da olsa, İran’ın Kish adasındaki uçurtma festivalimiz eğlenceli ve güzel anılarla geride kaldı.

 

4Nis2025

MEHMET NACİ AKÖZ UÇURTMANIN PEŞİNDE DÜNYAYI GEZİYOR

UÇURTMANIN PEŞİNDE ÜLKE ÜLKE GEZERKEN YOLUM BU KEZ İTALYA – CERVIA’YA DÜŞTÜ

Uzun zamandır gitmeyi arzuladığım ülkelerden birisi de İtalya’ydı, diyor Aköz Türk Uçurtma Takımı olarak katıldığımız uluslararası uçurtma festivallerinden birisi olan 29. Uluslararası Cervia Uçurtma Festivali güzel bir sahilde, iyi bir rüzgârda ve çok sayıda ülke katılımcısı uçurtma takımından yüzlerce uçurtmacının katılımıyla yapıldı.

2018 yılında katıldığımız Tayland, Malezya, Ukrayna ve İstanbul uluslararası uçurtma festivallerinden sonra bu kez de ülkemizi temsil etmek üzere 2018’in son festivali için Türk Uçurtma Takımı olarak Cervia’daydık.

Genellikle uluslararası uçurtma festivallerine götürdüğümüz gibi, 60 m2’lik devasa Türk Bayrağı uçurtma ile Türkiye’nin en büyük uçurtması olan 100 m2 büyüklüğündeki vatoz balığı uçurtmanın da içinde olduğu 15 gösteri uçurtması yanımızdaydı.

Oldukça uzun bir sahili, yumuşacık kumsalı ve güzel bir denizi olan Cervia plajında gerçekleştirilen festivalden bir gün önce alanı görme imkânımız olduğu için ertesi gün konumlanacağımız yeri tespit etme şansımız oldu. Dolayısı ile alanın oldukça iyi bir yerinde yer kapabildik. Çünkü bizim uçurtmalarımızın iki tanesi gerçekten çok büyük ve uçurması da bir o kadar zordu. Bu yüzden gittiğimiz her festivalde öncelikle etrafımızın rahat olacağı yerleri aramaya öncelik veriyorduk.

Muhteşem sahilde düzenlenen 29. International Spirint Kite Festival – Cervia’ya katılan birbirinden ilginç, farklı uçurtmalar ve performansları gerçekten oldukça iyi uçurtma takımları ile birlikte uçurtmalarımızı uçurduk. Yine her festivalde olduğu gibi basın mensuplarına röportajlar verdik, uçurtmalarımız çok büyük olduğu için etkinlik alanında kendisini en iyi gösteren uçurtmalar arasındaydı.

Dev Türk Bayrağı ve vatoz balığını aynı anda, yanyana ilk kez burada havalandırdım, ikisi bir arada çok daha güzel ve haşmetli bir görüntü veriyordu. Etkinlikte fotoğraf çeken dronlarla elde edilen fotoğrafları gördüğümde alandaki en büyük dört uçurtmadan ikisinin bizim takıma, yani Türkiye’ye ait olduğunu görmek de ayrıca hoşumuza gitti.

Festivalde yaptığımız önemli işlerden birisi de diğer uçurtmacıların stantlarını dolaşarak takımlar arasındaki ikili ilişkilerimizi geliştirmek, bu arada koleksiyona yeni ürünler eklemekti. İtalya STACK’la (Avrupa Sportif Uçurtmacılık Federasyonu) Türkiye STACK arasında mini bir toplantı yaparak bilgi alışverişinde bulunduk, STACK başkanı Giovanni müzemizin koleksiyonu için bir tane delta model uçurtma, üç tane de dergi ve İtalya STACK’ın amblemi olan hediyeler verdi.

Toplamda beş gün kaldığımız İtalya’nın Cervia şehrinden oldukça güzel anılar, iyi dostluklar ve İstanbul’daki uçurtma müzesi için yeni uçurtmalarla ayrıldık.

 

4Nis2025

MEHMET NACİ AKÖZ

UÇURTMANIN PEŞİNDE DÜNYAYI GEZİYOR

İLK FESTİVALİM HOLLANDA’DAYDI

Türk Uçurtma Takımı olarak, uluslararası uçurtma festivallerinde ülkemi temsil etmek için onlarca ülkeye gittim, çok yer gezdim tüm bu geziler bana ve ekibime çok değerli bilgi ve çevre kazandırdı.

Ancak, her işin bir başlangıcı olduğu gibi benim de uluslararası sahada yer almamın, ülkemde uluslararası uçurtma festivalleri projelerini uygulamamın, hatta Türkiye’deki tüm uluslararası festivallerin fikir öncülüğü yapmış olmanın zemininde, 1992 yılında Hollanda’da katıldığım Uluslararası Schaveningen Uçurtma Festivali vardı. 92 – 94 arası iki yıl Hollanda’da yaşadım, 1993 yılının Eylül ayında bir arkadaşım bana “Schaveningen’ de uçurtma festivali var katılmak istermisin” diye sorduğunda hiç tereddütsüz evet cevabını vermiştim.

1.20 Metre boyunda yıldız model bir uçurtma yaparak üzerine al bayrağımızı da ekledim ve etkinliğe hazırlandım, arkadaşım için de bir tane uçurtma hazırladık. Bu uçurtmayı hazırlarken aklımdan geçenler ise “Kocaman bir tane uçurtma yaparım, üzerine de Türk Bayrağını yerleştirip bir de Türkiye yazarsam festivalde dikkatleri üzerime çekerim” idi.

Ancak, festival alanına gittiğimde (Hollanda ile İngiltere’nin karşı karşıya baktığı devasa bir plaj/sahil kesimiydi) gördüğüm manzara karşısında gerçekten hayretle alandaki uçurtmaları izlemeye koyuldum. Devasa uçurtmalardan oluşan kuşlar, kelebekler, ejderhalar, birbirinden ilginç hayranlık uyandıran uçurtma modellerini görüyordum. Gerçekten şaşırmıştım, çünkü ilk kez bir uluslararası uçurtma festivaline katılıyordum.

Bu festival benim için pozitif anlamda ciddi bir kırılma noktası oldu. Daha sonra Hollanda’lı uçurtmacı Willy Van Dieggel ile tanışıp arkadaş olduk (Hollanda’da uçurtma dükkânı vardı ve ilerleyen yıllarda iki kez İstanbul’daki festivalimize davet ettim)

1994 Sonlarında Türkiye’ye döndükten sonra uluslararası uçurtma festivalini nasıl yapabilirim araştırmasına girdim, gerçi küçük uçurtma şenliklerini düzenlemiş bu konuda az da olsa tecrübe sahibiydim. (Veya kendimi öyle görüyordum) 1996 yılında nihayet Uluslararası İstanbul Uçurtma Festivalini projelendirdim ve sponsorluk arayışları içindeyken İBB’nin kapısını çaldım, ancak çok uğraşmama rağmen sonuç alamadım. 1997 yılında aynı projeyi biraz daha güncelleyerek yine İBB’nin kapısını çaldım ve bu kez sonuç alarak Türkiye’deki ilk uluslararası uçurtma festivali olan “1. Uluslararası İstanbul Uçurtma Festivali” nin gerçekleşmesini sağladım.

Hülasa;

Bu örnekle, katıldığım her ayrı ülkedeki uluslararası uçurtma festivallerinin hem bana, hem ülkeme, hem de uçurtma kültürümüze çok ciddi katkılar sağladığını görmüş oluyorum

Bugüne kadar onlarca uluslararası uçurtma festivaline katılmış olsa da, Schaveningen Uçurtma Festivalinin önemi benim için çok ayrıydı.

 

4Nis2025

MEHMET NACİ AKÖZ UÇURTMANIN PEŞİNDE DÜNYAYI GEZİYOR

MALEZYA’NIN JOHOR KENTİ LAYANG LAYANG UÇURTMA MÜZESİ ve UÇURTMACILAR ŞEHRİ KELANTAN’DAYIM

 Bugüne kadar 30’a yakın ülke ve onlarca şehir gördüm, bunların çoğuna uçurtma peşinde koştururken gittim, işte bunlardan birisi de 2013 yılında ilk kez gittiğim Malezya’nın Johor ve Kelantan şehirleriydi.

Dünyanın önemli uçurtma müzelerinden birisi olan ve Johor Belediyesi tarafından kurulan Layang Layang Kite Museum (Johor Uçurtma Müzesi) görmeyi en çok istediğim uçurtma müzelerinden birisiydi.

Türkiye İhracatçılar Birliği (TİM) nin organizasyonunda Malezya – Türk İş adamları heyetiyle yapılacak bir toplantı nedeniyle 2013 Aralık ayında Malezya’nın başkenti Kuala Lumpur’a gittim. Yurtdışına hangi sebeple olursa olsun, her çıktığımda mutlaka o ülkenin uçurtmacıları ile bağlantı kurmak ve kendilerini ziyaret etmek için önceden gerekli görüşmeleri ve hazırlıkları yaparak ziyaretimi daha verimli hale getirmeye çalışıyorum.

Bu kez de öyle oldu, önce Johor uçurtma müzesi yetkilileri ile temasa geçerek gerekli bilgilendirmeleri yaptım, daha sonra önce Kuala Lumpur Başkonsolosluğumuzu, ardından Kuala Lumpur’daki Türk İş adamları Derneğini arayarak şoförlü bir araç desteği istedim ve bu talebim olumlu bir şekilde neticelendi.

Kuala Lumpur’a geldiğimde gece 01.30’du, şoför arkadaş Ahmet’le tanışıp hemen Johor için yola çıktık. (Ankara-İstanbul arası bir yol) sabah saatlerinde müzeye ulaştık, ilgililerle görüşüp müzeyi gezdim. Johor Belediyesi tarafından açılan ve yönetilen müzenin yöneticisi arkadaşım Ahmet Mat Taib’den müze ve koleksiyon ile ilgili oldukça detaylı bilgiler aldım, fotoğraf ve videolar çektim, Malezya uçurtma kültürü hakkında uzunca sohbet ettik. Daha sonra müzenin atölye bölümüne geçerek bir tane Türk Bayrağı tasarımlı yıldız model uçurtma yaparak müzeye hediye ettim. (Şu an Layang Layang Johor Uçurtma Müzesinde sergileniyor)

Yaklaşık üç saatlik ziyaret sonrası kendilerine, geleneksel Malezya uçurtmalarından satın almak istediğimi bu konuda beni yönlendirmelerini istedim. Johor kentinde geleneksel uçurtmaları bulamayacağımı bunun için Kelantan’a gitmem gerektiğini söylediler. (İstanbul-Erzurum arası bir yol) kısa bir değerlendirme sonrası Kelantan’a yola çıktım. Müzeden ayrılırken iki tane uçurtma ve bir tane de Malezya uçurtma kültürü, tarihi ve modellerini anlatan uçurtma kataloğu hediye edildi.

Johor’dan yola çıktıktan 9 saat sonra Kelantan’a ulaştık. İsmen tanıdığım ve “Çok iyi uçurtma ustası” olarak önerilen Bay Kalimi’nin dükkânının önündeydik. Tanışma faslından sonra ben Türk modeli uçurtmaların yapımını kendisine uygulamalı olarak gösterdim, Kalimi’de geleneksel Malezya uçurtmalarının yapımını uygulamalı olarak bana anlattı, uçurtmanın çiçek desenlerinden bir tanesini keserek elimi bulaştırmış oldum.

Workshop çalışması bittikten sonra tamamı geleneksel Malezya uçurtması olan 12 adet uçurtma aldım, 3 tane de kendisi hediye etti, oldukça ilkel bir paketleme yaparak oradan ayrıldık. Ancak şoförüm Ahmet’in uyarısı ile araçla Kuala Lumpur’a gitmem halinde uçağı kaçırabileceğimi fark ettim ve Kelantan’dan iç hatlar uçağına binerek direk Kuala Lumpur’a uçtum ve ucu ucuna uçağıma yetiştim.

Tüm bunları sıfır İngilizcem, ancak iyi derece beden dilimle gerçekleştirmiş olmam da ayrı bir ilginçlikti

İstanbul’a döndüğümde gerçekten çok yorulmuş, çok sıkıntı çekmiş, çok da para harcamış olmama rağmen, müzeye kazandırdığım 12 geleneksel Malezya uçurtmasını her gördüğümde “İyi ki Malezya’ya gitmişim, iyi ki o sıkıntılara katlanmışım” diyorum

Geleneksel Malezya uçurtma kültürünün en güzel örneklerini Türkiye’de görebileceğiniz tek yer Üsküdar’daki uçurtma müzesidir. Uçurtma müzesi videolarını www.ucurtma.tv de izleyebilirsiniz.

4Nis2025

Uçurtma Müzesindeki koleksiyonun en özel uçurtmaları arasında yer alan Malezya uçurtmaları nasıl elde edildi;
Gerek uluslararası uçurtma festivalleri gerek toplantılarım gerekse tatil gezilerim sayesinde dünyada pek çok ülkeyi görme fırsatım oldu. Gezmeyi, incelemeyi seven bir yapım var.

2011 Yılında bir organizasyon çerçevesinde Malezya – Kuala Lumpur’a yolum düştü, yine her yurtdışına çıkış öncesinde yaptığım gibi Malezya’daki uçurtma kurumlarını araştırıp (Uçurtma Derneği, uçurtma kulübü, uçurtma müzesi, uçurtma imalatçı ve uçurtma satıcıları) ön yazışma ve telefonlarla bağlantılar kurdum.

MEHMET NACİ AKÖZ UÇURTMANIN PEŞİNDE DÜNYAYI GEZİYOR

MALEZYA UÇURTMA FESTİVALİ SONRASI MALEZYA PRENSESİNE TÜRK UÇURTMASI HEDİYE ETTİK

Dünyanın en önemli uluslararası uçurtma festivallerinden birisine ev sahipliği yapan Malezya’nın Pasir Gudang şehri, pek çok profesyonel uçurtmacıyı ve önemli uçurtma kurumlarını ağırladı. Türkiye’yi uluslararası uçurtma festivallerinde başarıyla temsil eden Türk Uçurtma Takımı kaptanı, duayen uçurtmacı Mehmet Naci Aköz, 60 m2’lik devasa Türk Bayrağı uçurtması başta olmak üzere 10 ayrı modelde uçurtmayı Malezya’da gökyüzüne havalandırdı.

Festivali ayrıntılarıyla Aköz’ün kendisinden dinleyelim;

Gezmeyi ve araştırma yapmayı seven bir yapım olması dolayısıyla çok sayıda ülkeye gittim, hala da gezmeye devam ediyorum. Aşağı yukarı her yıl çeşitli ülkelerden uluslararası uçurtma festivalleri için davet alıyorum ve imkân buldukça da ülkem adına katılmaya çalışıyorum. Bu davetlerden bir tanesini Malezya’dan aldım, aslında 3 yıl önce Malezya’daki Pasir Gudang uçurtma müzesini ziyaret etmiş ve ülkeye dönüşte çok sayıda geleneksel Malezya uçurtmasını da koleksiyona eklemiştim. Davet alınca Uluslararası Pasir Gudang Uçurtma Festivali için ikinci kez Malezya’ya doğru yola çıktım.

Festivale 30’a yakın farklı ülkeden 100’e yakın profesyonel uçurtmacı katılmıştı ve ben de Türkiye’yi temsilen aralarındaydım. Her festivale götürdüğüm 60 m2’lik dev Türk Bayrağı uçurtma ile 100 m2’lik dev vatoz balığı da başta olmak üzere tüm uçurtmalarımı gökyüzüne havalandırdım. Oldukça güzel bir festival alanı, güzel bir hava ve güzel bir organizasyon vardı.

Festivalin açılış günü Johor Belediye başkanı stantları ziyaret ederek misafir katılımcılara hoş geldin turu yapıyordu, Türkiye standına geldiklerinde 1.5×2.25 abadındaki Türk Bayrağını kendisine hediye ettim, basının yoğun takibi ile yapılan ziyarette bolca fotoğraflarımız çekildi. Festival alanındaki en büyük 3-4 uçurtma arasında benim uçurtmalarım ilk fark edilenlerdi.

MALEZYA’DA UÇURTMA ATÖLYESİ

Türk Uçurtma Takımı için artık klasik hale gelen, yurtdışı organizasyonlarda Türk Bayrağı tasarımlı uçurtma atölyesi kurmak ve farklı ülkelerin çocuklarına Türk modeli uçurtma hediye etmek alışkanlığı burada da kendisini gösterdi. Uluslararası Pasir Gudang Uçurtma Festivalinin atölyeler bölümünde sadece 6 ülke atölye standı açtı, bunlardan birisi de Türkiye standıydı.

3 gün boyunca uçurtma atölyemiz önündeki kuyruk hiç azalmadan devam etti ve toplamda 100 tane Türk Bayrağı tasarımlı armut model uçurtma ile yine 100 adet sivriburun uçurtma benim de desteğimle katılımcılar tarafından yapıldı. Uçurtma Atölyesine katılan tüm katılımcılara birer tane sertifika ve Türk Bayrakları hediye ettim.

MALEZYA PRENSESİNE TÜRK BAYRAKLI UÇURTMA HEDİYE ETTİK

Uluslararası Pasir Gudang Uçurtma Festivalinde ödülümü Malezya Sultanı, Sultan İbrahim’in kızı prenses Aminah hanımın (Tun Tunku Puah Aminah İbni Sultan İbrahim) elinden aldım.

Plaketimi aldığım esnada ise prensese birisi Türk Bayrağı tasarımlı, bir diğeri güzel bir hat yazısı tasarımından özel olarak hazırladığım iki adet uçurtma hediye ettim.

Kendisine hediye edilen uçurtmaları çok beğendiğini ifade eden prenses Aminah, teşekkür ederek hediyelerimi kabul etti, birlikte uçurtma ile fotoğraf çektirdik.

Uluslararası uçurtma festivallerinde en çok önemsediğim çalışma ülkemin orada olduğunu hissettirmek oluyor. Bu nedenle, her festivale yanımda hediye edilmek üzere Türk Bayrakları ve Türkiye’yi simgeleyen hediyelerle gitmeye özen gösteriyorum.

Malezya’daki uçurtma festivali benim adıma oldukça güzel ve başarılı geçti, tabii ki Türkiye’ye dönüşte yine onlarca uçurtmayı İstanbul Uçurtma Müzesine kazandırmak da ayrı bir mutluluk oldu.

 

4Nis2025

Müze ne zaman kuruldu? Koleksiyondaki ürünler nasıl toplandı?

1986 yılında başlayan uçurtma koleksiyonu toplama merakım ve çabam her geçen gün artarak devam ediyor.

Uçurtma Müzesindeki koleksiyonu çoğaltmak, farklı ülkelerden ürünler getirebilmek adına çeşitli vesilelerle gittiğim ülkelerde önceliğim uçurtma ile ilgili kurumları ziyaret etmek, bu vesile ile yeni uçurtma ve/veya uçurtma ile ilgili farklı ürünlere ulaşmak en çok arzuladığım işlerin başında geliyor01

 

MEHMET NACİ AKÖZ UÇURTMANIN PEŞİNDE DÜNYAYI GEZİYOR 

İSTANBUL UÇURTMACILAR DERNEĞİ BAŞKANI MEHMET NACİ AKÖZ NİJERYA’DA

1986 yılında başlayan uçurtma, uçurtma ile ilgili ürünlerini toplama merakım ve çabam her geçen gün artarak devam ediyor. Bu ürünlerin toplanması ile birkaç yıl sonra aslında elimde önemli bir koleksiyon olduğunu ve bu çalışmalarımı genişletmem gerektiğini düşünmeye başlamıştım.

Koleksiyonu çoğaltmak, farklı ülkelerden ürünler getirebilmek adına çeşitli vesilelerle gittiğim ülkelerde önceliğim uçurtma ile ilgili kurumları ziyaret etmek, bu vesile ile yeni uçurtma ve/veya uçurtma ile ilgili farklı ürünlere ulaşmak en çok arzuladığım işlerin başında geliyordu. Her gittiğim ülkeden ürünler toplarken aslında zihnimdeki uçurtma ve uçurtma kültürü de hızla genişlemeye ve konuya çok daha farklı çerçevelerden bakmaya başladığımı görüyordum.

Kimi zaman uçurtma festivallerine katılmak, kimi zaman da şahsi işlerim için gittiğim ülkeler oluyor. İşte bunlardan bir tanesi de Nijerya gezimdi. Bir tekstil fuarına katılmak için bu kez yolum Nijerya’ya düştü. Tabi ki geziye çıkarken gittiğim yerdeki çocukları da düşünerek bir miktar uçurtma malzemesini yanıma almayı ihmal etmedim.

2012 Haziran ayında Nijerya’nın başkenti Lagos’taydım. Programımdan arttırdığım zaman içinde görüştüğüm ilgililerden, Nijerya’da geleneksel uçurtma kültürü olmadığını, nadiren Çin’den gelen uçurtmaların uçurulduğunu öğrendim.

Nijerya’ya giderken yanımda götürdüğüm 50 adetlik uçurtma malzemesi ile bir ilköğretim okulu öğrenci gurubuyla küçük bir çalışma yapma imkânını buldum, uçurtma müzesinden hediye olarak götürdüğüm Türk uçurtma kültürü örneklerinden Türk Bayraklı tasarımlı uçurtma malzemelerinden yaptığımız uçurtmaları gören çocuklar yerlerinde duramayıp hoplayıp zıplayarak sevinçlerini gösterdiler.

Tüm malzemeleri kullanarak 50’ye yakın uçurtmayı Nijerya’lı çocuklarla birlikte yaparak onlara hediye ettim. Yoğun araştırma ve koşuşturmama rağmen Nijerya’dan uçurtma müzesine getirecek bir ürün bulamadım ve elim boş döndüm, ancak çocukların uçurtmalarımızı gördüklerindeki sevinçleri bile bizim için güzel bir anı olarak kaldı.

Bu etkinlikte karşılaştığımız ilkokulun müdürü ile yaptığımız görüşme sonrasında, kendilerini uçurtma kültürü konusunda diledikleri kadar destek olabileceğimizi, hatta talep etmeleri halinde Nijerya resmi makamları nezdinde girişimlerde bulunmaktan kaçınmayacağımızı da belirttik. Anaokulunun öğretmeni ise konuyla ilgilenmemizden çok mutlu olduklarını ifade etti.

Bu örnekte de anlatmaya çalıştığım gibi uçurtma müzesindeki koleksiyonun toplanması o kadar da kolay olmadı, ancak yılmak yok, daha çok ülke gezeceğim, daha çok ürün toplayacağım, hedefim tüm dünyanın uçurtmalarını kendi insanımıza göstermek, kendi uçurtmalarımızı dünyaya tanıtmak, İstanbul uçurtma müzesini dünyanın sayılı uçurtma müzeleri arasında daha da yukarılara taşımak.

 

 

4Nis2025

MEHMET NACİ AKÖZ UÇURTMANIN PEŞİNDE DÜNYAYI GEZİYOR

DÜNYA UÇURTMA BAŞKENTİ WEI-FANG’DA BİR TÜRK UÇURTMA MARKASI

Dünya uçurtma başkenti olarak kabul edilen ve dünyanın en büyük uçurtma müzesinin bulunduğu Wei-fang şehrine gitmek açıkçası festivale katılmaktan daha çok ilgimi çekiyordu.

İstanbul’dan 11 saatlik yolculukla Guangzhou’ya, ardından 3 saatlik uçak yolculuğu il Wei-Fang’a ulaştım, Çin’li arkadaşım, Wei-Fang uluslararası uçurtma festivali koordinatörü Liu Zhiping havaalanında beni karşıladı, şehirde kısa bir tur yaptıktan sonra otele yerleştik.
Akşamüstü Wei-Fang uluslararası uçurtma festivali organizasyon komitesi ve Weifang Uçurtma Derneği yöneticileri ile yemekli bir toplantıya katıldım. Oldukça sıcak bir ortamda geçen yemek programında hem yeni uluslararası arkadaşlar edinmiş oldum, hem de Çin uçurtma kültürü ve uçurtma kurumları ile ilgili detaylı bilgilere ulaştım.

Ertesi sabah oldukça heyecanlıydım, çünkü dünyanın en büyük uçurtma müzesi olan Wei-Fang uçurtma müzesini gezecektim. Liu Zhiping’le beraber müzeye gittik, Weifang Dünya Uçurtma Müzesi direktörü Li Naigang karşıladı bizi, müze yöneticilerinin ilgisi ve misafirperverliği beni gerçekten etkiledi, özel bir karşılama ile alındığım uçurtma müzesinde hayranlıkla Çin’li uçurtma üstatlarının yaptığı uçurtmaları gördüm. Bol bol fotoğraf çektim, bir adet Türk Bayraklı uçurtmayı uygulamalı olarak yaptım ve uçurtma müzesine armağan ettim, uçurtma müzesi içindeki uçurtma atölyesini inceledim.

Ziyaret sonrasında Dünya Uçurtma Müzesi direktörü Li Naigang gerek workshop’tan gerekse ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade eden kısa bir konuşma yaptı.

“Çok uzaklardan, Türkiye’den müzemizi ziyarete gelmeniz bizi onurlandırmıştır. Ülkemiz uçurtmanın doğduğu yerdir. Wei-fang’ın gökyüzünde 2000 yıldan fazla bir süredir uçurtmalar uçmaktadır. Weifang Dünya Uçurtma Müzemizde uçurtmacılıkta çok önemli kişilerin yaptığı uçurtmalar ile uçurtmanın tarihini anlatan panolar bulunmaktadır. Az sayıda da farklı ülkelere ait uçurtmaları sergiliyoruz, bugün burada yaptığınız Türk uçurtmasını ve bize bıraktığınız müze logolu tişörtünüzü de burada sergileyerek dostluğumuzu pekiştireceğiz.

Türkiye’de uçurtma ile ilgili yaptığınız çalışmaları internetten okuduk ve sizi çok başarılı bulduk, kutluyoruz. Uçurtma kültürü çocukların ve herkesin bilmesi gereken önemli ve güzel bir kültürdür, bundan dolayı sizi tebrik ediyoruz, ayrıca ülkenizde uçurtma müzesi kuracak kadar koleksiyona sahip olmanızda çok önemli, biz sizinle dostuz, sizi seviyoruz” dedi.

Ben de kendisine cevaben;

“Dünyanın uçurtma başkenti olarak bildiğim Wei-fang’daki Dünya Uçurtma Müzesini ziyaret etmek benim için çok özel bir olay. Ülkemde yıllardır uçurtmacılık konusunda pek çok faaliyet gerçekleştirdim, bunlardan birisi de İstanbul Uçurtma Müzesini kurmaktı ve Allah onu da bana nasip etti, bugün uçurtma müzesini kurmaya karar verdiğim andan sonraki en önemli işi yaptığımı düşünüyorum. Bugün burada olmak, Weifang Dünya Uçurtma Müzesini gezmek, yöneticileriyle tanışmak, ülkemdeki uçurtma faaliyetlerini onlara anlatmak gerçekten benim için tarifi zor bir duygu. Burada gözlemlediğim bazı konuları kendi müzemde de uygulayarak ziyaretçilerin uçurtma kültürünü daha iyi anlamalarına yardımcı olacağım. Bugün benim hayatımın içindeki en özel günlerden biri olduğunu düşünüyorum. Diye cevapladım. Liu Zhiping ile birlikte yaptığım müze gezisi sonrasında müze ziyaret sertifikası verildi ve hatıra fotoğrafları çektirdik.

Uçurtma müzesinden çıktıktan sonra müze önündeki büyük meydanı gezmeye başladık, bu meydanın “Dünya Uçurtma Meydanı” adını taşıdığını ve çeşitli uçurtma kurumlarının plaketlerinin mermer kaideler üzerinde sergilendiğini anlattı Zhiping. Ben de meraklı gözlerle bütün plaketleri incelemeye başladım, 7 veya 8 plaket ancak görmüştüm ki, bir plaketin önünde kalakaldım. İncelediğim plaketlerden biri olan karşımdaki 100×100 ebatlarındaki plaketin üzerinde Çin’ce ve İngiliz’ce “İstanbul Uçurtmacılar Derneği” yazıyordu. Zhiping’e dönerek “Bunu ne zaman ve hangi kriter çerçevesinde buraya koydunuz” dediğimde plaketlerin hikayesini dinledim.

2006 yılında Wei-Fang belediyesi tarafından 1 Milyon Yuan’lık bir bağış yapılarak uçurtma müzesi baştan aşağı yenilenmiş, bu yenilenme esnasında uçurtma müzesi önündeki dev alanda da yenilenme çalışması yapılarak bu plaketler alana yerleştirilmiş. Uluslararası uçurtma festivallerine imza atan uçurtma kurumları kriteri değerlendirmesi çerçevesinde İstanbul Uçurtmacılar Derneğinin de listeye girmesi uygun görülmüş. Hem derneğimiz hem de ülkemiz adına dünya uçurtma başkentindeki bu plaket bizim için gurur vesilesidir.

Liu Zhiping ile Wei-Fang’daki uçurtma mağazalarının olduğu semte gittik, muhteşem uçurtmalardan oluşan yüzlerce uçurtma mağazasını bir arada görmek beni çok heyecanlandırmıştı. 4-5 Mağazaya uğrayarak uçurtma müzesinde sergileyebileceğim, Çin uçurtma kültüründen onlarca uçurtma aldım, uçurtma imalat bölümüne girerek incelemelerde bulundum, uçurtma müzesi içindeki atölyede değerlendirebileceğim konular hakkında bilgiler edindim ve 100’den fazla uçurtma alarak Wei-Fang’a veda ettim.

 

4Nis2025

MEHMET NACİ AKÖZ

UÇURTMANIN PEŞİNDE DÜNYAYI GEZİYOR

TÜRK UÇURTMA TAKIMI HİNDİSTAN – UDAIPUR’DA

Uçurtma Müzesindeki koleksiyon içinde en çok Hindistan uçurtmaları bulunmaktadır.

Türkiye adına en çok Hindistan’daki uluslararası uçurtma festivallerine katıldık. İlk katıldığımız Udaipur gezimizle sizi başbaşa bırakıyoruz.

Her yıl Ocak ayının başında düzenlenen Uluslararası Udaipur Uçurtma Festivali için Türk Uçurtma Takımı olarak Hindistan’a gittik. Uçurtma müzesi müdürü ve Türk Uçurtma Takımı üyelerinden olan Ayşe Rayet (Aynı zamanda kızım) ile birlikte Udaipur’da düzenlenen Uluslararası Udaipur Uçurtma Festivaline katılmak üzere Hindistan’a doğru yola çıktık. İlk kez gittiğimiz bu coğrafya bizim için oldukça ilginç, renkli ve güzel geçti.

Türkiye’yi buz gibi havada terk edip, gündüz 30, gece ise 3 derecelere düşen Hindistan havası bizi şok etti. İlginç coğrafyası, caddelerdeki ineklerin bolluğu, karşımıza sık sık çıkan maymunlar, rengârenk kıyafetleri ile yerel halk ve oldukça fakir insanları görmek bizim için gerçekten çok ilgi çekiciydi.

Hindistan coğrafyasının ilginçliği bizim için festivalden önce başladı, Hindistan’a Salı günü akşam geldik, havaalanından festivalin yapılacağı şehre gece yolculuğu ile 9 saatte gittik. Otobüsümüz oldukça eski, içi iki katlı, ikinci katında insanların yattığı ranzaların olduğu, camların dışarıdan demir ızgaralarla kaplı ve cam aralarından sert rüzgârların içeri girdiği ilginç bir vasıtaydı. Şimdi otobüsle ilgili neden bu kadar detaya girdiğimi yazayım, gecenin ayazının Ayşe’yi hasta ettiğini ertesi günü fark ettik, Udaipur’a geldiğimizde Ayşe’de ateşlenme ve öksürükler başlamıştı, ilaç almasına rağmen festival boyunca da bu sıkıntıyı hep yaşadık (İstanbul’a döndüğümüzde havaalanından direk olarak hastaneye gittik ve Ayşe’ye serum verilerek kendine geldi)

İlk iki gün şehir gezileri ve diğer uçurtma takımları ile tanışmayla geçti. Bir başka problemimizde Hint yemekleriydi, önümüze koyulan yemeklerin içinde ne olduğunu bilmediğimizden yemekte oldukça zorlanıyorduk, ancak aç kalamayacağımız için de ekmek, peynir, zeytin gibi yiyeceklerle işi geçiştirmeye çalışıyorduk. Udaipur’a geldiğimizin ikinci günü çekçek’le (3 tekerlekli taksiler) şehir içinde dolaşırken çok uzakta yüksekçe bir binanın üzerinde bir hamburger markası görünce heyecanla Ayşe’ye “Bak bak” diye gösterirken şoföre de elimle işaret ederek bizi o binaya götürmesini istedim. Hamburgerciye gittiğimizde karnımızı iyice doyurduk ve o andan itibaren yemek problemini de çözmüş olduk.

Festival Cumartesi ve Pazar günüydü, zemini halıflex ile kaplı ve oldukça büyük bir saha hazırlanmış, süslenmiş ve dev bir sahne koyulmuştu. Belki elli tane ülke çadırı (stantları) hazırlanmıştı, TURKEY yazılı standımıza yerleştik Türk Bayrağını standın kapısına astık ve ön tarafa da koleksiyonumuzdaki uçurtmaları sergi şeklinde dizdik.

3 Gün süren uçurtma festivalinde rüzgârın kesik kesik esmesi de işin ilginç bir başka kısmıydı. Uçurtma müzemizin koleksiyonu içinden seçerek getirdiğimiz uçurtmaları koşturarak da olsa uçurmaya çalıştık. Özellikle büyük uçurtmalarla gelen uçurtma takımları da koşturarak uçurdukları uçurtmalar yüzünden kan ter içindeydi.

Uluslararası Udaipur Uçurtma Festivalindeki en önemli kazancımız ise onlarca ülkenin uçurtma takımları ile tanışmak, onlarla bilgi alışverişinde bulunmak ve bol miktarda uçurtma toplamak oldu. İleriki tarihlerde gerek Uluslararası İstanbul Uçurtma Festivali için İstanbul’a davet edeceğimiz, gerekse yurtdışındaki festivallere katılacağımız uçurtmacılarla tanışmak önemliydi.

Yurtdışında gerçekleştirdiğimiz ilk uçurtma atölyesi Udaipur’da oldu. Bize ayrılmış Türkiye standı içinde çok sayıda Hintli çocukla birlikte Türk Bayrağı tasarımlı uçurtmalar yaptık ve bunları hep birlikte uçurduk.

Festival sonrasında uçurtma mağazalarını dolaşıp geleneksel Hindistan uçurtmaları ve uçurtmalarla ilgili pek çok ürün satın aldık, tüm bu uçurtma ve uçurtma ile ilgili ürünler uçurtma müzesi içindeki koleksiyonda Hindistan uçurtmalarını en üst sıraya çıkardı. Şu an uçurtma müzesinde 200 adedin üzerinde Hindistan’dan getirilmiş uçurtma, uçurtma yayınları, malzemeleri ve çeşitli objeler bulunmaktadır.